Antalya/ Beydağları’ndan hilâl doğuyor.
Zahmetler rahmette; zıtlar zıtları doğuruyor: karanlık/aydınlık, âlimlik/zalimlik gibi.
2025 de böyle; zıtlar zıtları doğuruyor.
Çifte bayram müjdeleri, ıtır kokuları alıyorum.
Hıdırellez Bayramı, büyük kardeşlik bayramlarına karışıyor; Türk-Kürt, Türkiye-Suriye şafağındayız!
Alacakaranlık iki türlüdür, karıştırmayalım; bu gelen fecr-i sadıkın alacakaranlığı.
“Fecr-i sadık, fecr-i sadık” diye söyler dururduk ya…
Bak işte, emareler göründü; bülbül olmak yerine baykuş olmayalım!
Ümitvâr olmak, ümide inanmak ve hak etmektir.
Siyasi gözlükle bakan yanılıyor; işarete vuran şavklara bak.
Neden herkese terakki dünyası da bize ye’s dünyası olsun?
Tutilik, en sıradan bir aldatma; ülfet gibi katlamalı cehalet.
Artık kaybedecek bir şeyimiz kalmadı; derekenin dibindeyiz.
Ya kıyamet, ya cehennem veya çıkıştayız…



